<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>









TEPİK TURŞUSU ve SEMENDER

Yazar: Yorum
Merak etmeyin uzun uzadıya turşu tarifi verecek değilim, zaten hemen herkes yapmasını bilir, öyle zor bir şey de değildir.
Evimizin çok daha kalabalık ve çocukların daha iştahlı olduğu dönemlerde ben de çeşit çeşit kış hazırlıkları yapardım. Ama gençler doğdukları yeri bırakıp doydukları yerlere gidince, kalanlar da tuza şekere dikkat etme dönemine girince, artık turşu - reçel benzeri işler de kalmadı.
Geçenlerde komşum, köydeki bahçesinden misler gibi domates, salatalık ve birkaç çeşit biber getirdi. Bayıla bayıla yedik elbette ama biberlerin bir kısmı acı çıktı. Bizde acı yiyen yok ama atılmaz ki. Bilecik'teyken öğrendiğim Tepik turşusunu hatırladım. Bir-iki avuç biberi turşu olarak değerlendirmenin herhalde en pratik yöntemi ; 

Biberleri yıkadım, saplarını kısalttım,       
bir-iki yerinden deldim ve yarım litrelik 
pet şişelere doldurdum. Dolması da 
şart değil, ne kadar varsa. Aralarına 
birkaç diş sarımsak kattım. Her şişeye
1 tatlı kaşığı kaya tuzu, 1 çay bardağı 
sirke, 1 çorba kaşığı sıvı yağ koydum
ve sıkıca kapağını kapattım. Bu konan 
sıvılar şişeyi tepesine kadar doldurmuyor ama bu turşunun özelliği tam da burada. Mutfağın bir kenarına yere yatırarak koydum. Gelip geçtikçe ayağımla tepip şişenin dönmesini sağladım. Teptikçe şişedeki az sıvı bütün biberlere etki etti ve kısa zamanda sarardılar yani turşu oldular.

Misafir gelince, kısır veya mercimek 
köftesinin yanında iyi gider.


Gelelim semender hikayesine...

Bugüne kadar alışılmış- alışılmamış onlarca hayvan türüyle aynı ortamda yaşadım. Hepsini saymayayım, sadece aralarında bir de Vietnam'lı makak maymunumuz olduğunu söylemekle yetineyim. Tatlı Rosi çok akıllı ve sevimliydi. Ama bugüne kadar evimde bir semender bulunmamıştı. Hamdolsun o da oldu.
 
Apartman komşularımızdan bir aile bu ara tatile gittiler, giderken de sevgili semenderlerini bize emanet ettiler. Yani suda ve karada yaşayabilen bir kertenkele.  Bir cam fanusta yaşıyor ve sabah akşam yem verilmesi gerekiyor. Onlar ara sıra çıkarıp ellerinde tutuyor ve seviyorlar, benim hiç öyle bir niyetim yok. Hatta fanusun küresel yapısından dolayı dışarı çıkamadığını söylemelerine rağmen özellikle geceleri fanusun üzerini bir kitapla kapatıyorum, ne olur ne olmaz.... 
( Nihal Erpeden Hanımın uyarısı üzerine, artık üzerine kitap değil, süzgeç kapatıyorum.)

Adı Rıfkı...
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

0 yorum: